Doğrunun ve yanlışın ötesinde bir yer var; seninle orada buluşacağız.” Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Pandemi süreci, doğru ve yanlışların, yargıların, öyle olmaz böyle olur’ların havada uçuşması ve çarpışmasıyla, tüm yoruculuğu ve beyhudeliğiyle gözler önüne serilmesiyle, o doğru ve yanlış ötesindeki yere bir çağrı sanki.
Her doğru “kısmen doğru” çünkü Thich Nhat Hanh’ın dediği gibi, her yanlış “kısmen yanlış.”
Bilmiyoruz, her zamankinden daha çok “bilmiyoruz”. Ve bilmediğimiz için belki, bu belirsizlikte kalmak zor olduğundan, körü körüne “doğru” veya “yanlış”a tutunmak, bu tutunmadan doğan yargıları oraya buraya savurmak daha kolay, daha tanıdık geliyor. Hiç değilse bunu “bilmek” istiyoruz belki ve öyle insani ki. Ama o geçici iç rahatlığıyla kendimizi kandırmıyor muyuz?
CONTINUE READING